Bundan tam bir yıl kadar önce bazı hizmetlerimizin Türk Lirası yerine Döviz üzerinden satışına başlayacağımızın duyurusunu siz değerli müşterilerimiz ile paylaşmış ve yedi ay önce de geçişi tamamlamıştık. Ne kadar bunun sebeplerini en ince detayına kadar yazılı ve sözlü şekilde anlatmaya çalışsak da bu konuda kişilerin gerçeği görmek, anlamak yerine alternatiflere bakarak çoğunluğun hareketlerine göre bu konuyu değerlendirmesinin önüne geçemedik. Bu, tıpkı bir çok vatandaşımızın “Çiftlik Bank” isimli meşhur saadet zincirinin üye sayısına bakarak, “Bu kadar insan yanılıyor olamaz” düşüncesiyle bu zincire katılmasına benzemektedir.
Öncelikle fiziksel sunucuların yaşam sürecinden, teknolojideki gelişmelerin hızından, bu hızdan etkilenen yazılım dünyasından, geniş bant internet hizmetlerinin geçmişten bu güne geldiği yoldan sizlere bahsetmek, mevcut fiziksel sunucu ve günümüzdeki teknolojinin nasıl hemen tüketilerek yenilendiğini göstermek isteriz.
Fiziksel sunucular organik canlılar gibi belirli bir ömre sahip olan ve bozulan, eskiyen, teknolojideki gelişmeler doğrultusunda belirli bir süre zarfında kullanılamaz hale gelen makinelerdir. Bu endüstriyel makinelerin ne yazık ki Türkiye sınırları içerisinde en fazla vidasını, zorlarsak yüksek maliyetlere katlanıp dış kasasını ve bir kaç elektronik devresini üretebiliriz. Bu nedenle ömrü olan bu fiziksel sunucuların tamamı döviz ile yurt dışından ithal edilmektedir. Sunucu size sunduğumuz hizmetlerin yegane ham madde ve malzemesidir diyebiliriz. Belirli bir süreden sonra bozulmakta yada kullanılamaz hale gelmesinden dolayı yenilenmek zorundadır.
Teknoloji hızla gelişmekte, aynı hızda da insanlar tarafından kullanılmakta ve tüketilmektedir. Günümüzde hız, teknolojinin hızla gelişmesi için en önemli yapı taşlarından biridir. Her gün çıkan yeni yazılım versiyonları bir diğer versiyona oranla daha fazla kaynak kullanmaktadır. Yeni özellikler, kullanıcıların hız kaygıları, bugün öğrendiğiniz bir teknolojinin, yarın eski bir teknoloji olmasını kaçınılmaz kılmaktadır.
Intel Xeon E5-2640 v4 marka modelinde bir işlemciye sahip sunucu üzerinde giriş seviyesi hosting paketlerinden bin adet çalıştırılabilir iken 2003 yılında Intel Celeron 857 marka modelinde bir sunucuda aynı sayıda web sitesi barındırılabilirdi. Bu arada iki işlemcinin satın alma fiyatını enflasyona dayalı olarak karşılaştırsanız bile aralarında çok büyük maliyet farkı bulunmaktadır. 2003 Yılında internet yaygın değil, ADSL gibi servisler çok nadir olarak bulunan ve erişmesi güç servislerdi.
PassMark raporlarına göre Celeron 857 puanı 1,172 iken, Xeon E5-2640 v4 işlemci puanı 15,331 seviyesindedir. İki işlemci arasındaki yaklaşık 15 katlık fark ile aradaki 15 yıllık farkın sizce bir tesadüf olabilir mi? “Ne yani her yıl CPU gücü ihtiyacı katlanarak artıyor mu?” diye soruyorsanız, hayır. Çok daha fazla ve hızlı şekilde CPU gücü, Disk IO gücü, internet bant genişliği ihtiyacı artmaya devam ediyor!
Her yıl ve yıl içerisindeki dönemlerde BTK resmi internet sitesinde, halka açık olan pazar verileri raporunda, internet kullanımının yıllar içerisinde dönemsel olarak ne oranda arttığını görebilirsiniz. Hız bakımından sadece 2016 yılından 2017 yılına baktığımızda 2 katlık bir fark olduğunu, bu şekilde bir farkın 2011 ile 2015 yani 4 yıllık bir zamanda 2 katlık bir artış yakalandığını görüyoruz. 4 yılda 2 kat artışa karşılık sizce 2016’da bir yıl içerisinde 2 kat artış neden olmuş olabilir ? Bunun başlıca nedeni ülkemizde 4.5G olarak adlandırılan 4G teknolojisi hayatımıza girmesi oldu. Bu basit örnekle bile gelişen teknoloji ile birlikte kaynak kullanımının nasıl arttırdığını görebilirsiniz.
Her zaman teknolojideki gelişmeler kaynak kullanım ihtiyacını arttırmıyor. Bu konuda bir başka örnek 2 Ocak 2018 tarihinde modern işlemcilerde ortaya çıkan güvenlik açıkları Meltdown ve Spectre’dir. Güvenlik açığı denildiğinde akla hemen yazılımlar gelse de bu sefer açık, yazılımsal değil donanımsal seviyedeydi. Bu güvenlik açıklarını ortadan kaldıran yazılımsal yamalar ise işlemcilerde %5 ile %30 arasında performans kaybına sebep oldu.
Tüm bu anlattıklarımız ile üretilen servislerin tamamının ham madde ve malzemesini oluşturan sunucuların, internet bant genişliğinin, buna bağlı olarak maliyetlerin ne hızda arttığını görmenizi sağladığımızı umuyoruz. Özellikle bir defa sunucu alınarak servis verildiğini düşünen, servislerin üretilmesinde ve sürdürülebilirliği açısından nasıl döviz girdisinin olduğunu anlamlandıramayan, tüm donanım, network ekipmanı ve benzeri araçların bir defaya mahsus alındığını zanneden herkesi bilgilendirmeyi başardığımızı umuyoruz.
Şirketimiz 2006 yılından bu yana sunduğu tüm hizmetlerde Türk Lirası ile fiyatlandırma yapmaya büyük özen göstermiştir. Bunun birincil ve en büyük sebeplerinden biri Türk Lirası ile satışın bir pazarlama argümanı olmasıdır. Ancak bunun hem kullanıcılarımıza hem de şirketimize zararları mevcuttur. Döviz kuru ülkemizde hiçbir dönemde ne yazık ki sabit olmamıştır. Bu istikrarsızlığın karşısında ham madde ve malzemesi dövize endeksli ürünlerin (Veri merkezi bileşenleri, sunucular ve benzeri.) oluşturduğu servislerin Türk Lirası cinsinden satışa sunulması, kur riski her zaman fiyatlara artı risk oranı olarak yansıtmaktadır.
Olağan üstü durum olmadıkça genellikle %10 ile %15 arasında yıllık sabit artış gösteren Amerikan Doları kur artışı daha birincil günden hesaplanarak Türk Lirası cinsinden tanımlı hesaplara eklenir. Bu durumda kur riskinin varsayılan olarak yaşanacak olması ön görüldüğünden, artan fiyatlar nedeni ile kullanıcılar gelecekte katlanacağı maliyete bugünden katlanmak zorunda kalırlar.
Sektörümüzde Türk Lirası ile satışın ülkemiz para birimini güçlendirmek gibi bir faydası olduğu inancında değiliz. Bu bizim sektörümüz için pek doğru olmayan bir bilgidir, bu konuda firmamızı ve firmamız gibi döviz üzerinden satış yapan firmaları eleştiren kişi veya kuruluşların yanlış bilgilendirme kurbanı oldukları inancındayız.
Devam edecek olursak; Türk Lirası kullanımının kısa vadede kullanıcı avantajına olduğunu varsaysak bile genellikle ilerleyen dönemlerde gelen zamlar geçmişte yaşanan kur farkından doğan zararları sübvanse edecek şekildedir. Bu döngü bu şekilde süre gelirken, Türk Lirası cinsinden ödeme yapan kullanıcıların psikolojik olarak sadece kendilerini rahat hissettiklerini, durumun aslında böyle olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
10 Nisan 2017 tarihinde müşterilerimize duyurduğumuz döviz kuruna geçiş işlemine karar vermek, uygulamak bu tarihten çok daha önce planlanmaya başlamıştır. Bizim için yıllardır gündemde olan bu sorunun kırılım noktası olarak tanımladığımız Amerikan Doları için 3 TL üzeri kurun ülkemizde standart olarak kabullenildiği 27 Ekim 2016 tarihidir. Yaklaşık beş ay süren bir fizibilite ve yazılım alt yapısının uygunluğu ile 10 Nisan 2017 de müşterilerimize konu ile ilgili bilgi verilerek, kademeli olarak 2 Aralık 2017 sonu geçiş tamamlanmıştır.
Ayrıca yapılan değişikliklerin ne kadar uzun süreler içerisinde planlandığını ve tamamlandığını görüyorsunuz.Aynı şekilde verilen servislerin fiyatlandırılmasında da geçmişten gelen tecrübelerimiz ile uygulanan firmamıza özel belirli metodolojiler mevcut. Servislerin fiyatlandırılmasında, aynı sektörde faaliyet gösteren irili, ufaklı firmalara endeksli değil, servisin uzun yıllarca, sağlıklı bir şekilde verilebilmesi, yaşanabilecek olumsuzlukları da hesaba katarak, en ince detaya kadar belirli planlar dahilinde, kullanıcıları mağdur etmeden, Netinternet marka değerini bugün ve yarın zedelemeden yapılması amaçlanmaktadır. “Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.” atasözünde olduğu gibi, şirketimiz özelinde sizlere sunulan hizmetlerin kesinlikle belirli bir standart içerisinde, belirli bir kalitede verilmesi bizim birincil ve vazgeçemeyeceğimiz önceliklerimizdendir.
cPanel Web Hosting ile gelişmiş yönetim paneli ile hizmetinizi yönetin.
Paketleri İncele